Skip to main content

(Yazı dizimizin ikinci bölümünde sosyal medyadaki organik aramalarda yaşanabilecek dramatik düşüşlerden, içerikleri tutarlı olarak sunmaktan ve doğru nitelik-nicelik oranından söz ettik. Üçüncü bölümde ise içeriklerimizi sosyal medyadaki geniş kitlerlerle nasıl paylaşabileceğimizden ve daha fazla sosyal medya paylaşımını nasıl teşvik edebileceğimizden bahsediyoruz.)

6. İçeriği Geniş Sosyal İzleyiciyle Paylaşmak

Farz edelim ki blogunuz ve sosyal medya kanallarınız için harika içeriklere sahipsiniz. İnsanlar sizi kesinlikle kendiliğinden takip edip, içeriklerinizi paylaşacak değil mi?

Gerçek pazarlamacıların bildiği gibi bu her zaman doğru olmuyor. İçeriği öne çıkarmak, markalar ve etkili insanlarla ortaklığa giderek takipçilerin ilgisini cezbetmek sosyal medyanın en zor işlerinden biridir.

Umut vaat eden gelişme şu ki eğer blogunuzdaki içerik birkaç kişi tarafından beğenildiyse, o zaman sosyal medya ahalisinin de beğenme ihtimali yüksektir. Asıl zorluk, o insanlara ulaşabilmekte..

Öneri

Yatırımcıların sıkça kullandığı “Compound Etkisi“ yaklaşımı, sosyal medyada öne çıkmak için de yararlanabileceğimiz, güçlü bir yaklaşımdır.

Diyelim ki her bireyin Twitter’da kendisini takip eden 100 arkadaşı var ve bu 100 arkadaşı da takip eden 100’er arkadaş daha var. Hesap edersek, içeriğinizi arkadaşlarınızın sadece %5’i bile paylaşsa bu muazzam bir paylaşım ve erişim fırsatı sağlar.

Anahtar nokta, içeriğinizin paylaşılacağını umarak bir köşede oturmamak. Onun yerine aktif olarak tanıdığınız insanların içeriğiniz hakkında düşüncelerini/yorumlarını istemektir. Birkaç öneriyle başlamak gerekirse:

  • İçeriklerinizi arkadaşlarınıza, ailenize, çalışma arkadaşlarınıza e-mail atın,
  • Etkili insanlara gerçekten iletişim kurmak için sosyal medyadan mesaj atın,
  • LinkedIn gruplarına ve niş pazarlardaki online forumlara katılın,
  • İçeriklerinizin tamamını bir yerde bir araya getirin,
  • Quora’da birkaç soru sorun ve yorumları yanıtlayın.

 

 

 

7. Sosyal Medya Paylaşımlarını Teşvik Etmek

Sosyal medyada temel olarak zorlayıcı olan şey bizim “yaratıcı takıntı” diye tabir ettiğimiz şeyden kaçınmaktır. Yaratıcı takıntı, sosyal medya yöneticilerinin birkaç kez çalışan bir taktik bulması ve devamlı olarak aynı taktiği kullanması; hatta sonuçlar kötüleşmeye başmış olsa bile bu taktikte ısrar etmesidir.

Facebook’ta sadece blog linkleri yayınlamak, Instagram’da özlü sözler veya Twitter’da kendi makalelerinizin linklerini göndermek içeriğinize güvendiğinizi gösterir ama belki de daha yaratıcı şeylere yönelmeniz gerekmektedir.

Öneri

Takipçilerinizin zihnine girerek “Önce Nitelik” düşüncesiyle düşünün. İçeriklerinizi yayınlamadan önce kendinize “Bu benim sosyal medyada yorumlamak, okumak veya paylaşmak isteyebileceğim bir şey mi?” diye sorun. Eğer yanıt hayır ise belki de başka türde içeriklere yönelmelisiniz.

The New York Times paylaşmanın psikolojisi hakkında harika bir çalışma yayınladı. Bu çalışma özetle şunu anlatıyor: “Sosyal medya tamamen ilişkiler üzerinedir.” Araştırmaya göre katılımcıların %49’u değerli ve eğlenceli içerikleri başkalarıyla paylaştığını söylüyor.

Sosyal Medya Gurusu Jeff Bullas içeriğin nasıl olması gerektiğini şöyle özetliyor:

  • Harika hikayeler anlat,
  • Takipçilerinin zeki ve klas görünmesini sağla,
  • Duyguları cezbet!

One Comment

Leave a Reply