Skip to main content

Facebook’tan sonra Türkiye’de en fazla kullanılan ikinci sosyal medya ağı olan Instagram, sosyal medya pazarlaması yapan markaların kullanmaktan son derece keyif aldığı bir yer. Keyif aldığı dememizin sebepleri izlenim, erişim ve etkileşim yönünde verimli topraklar olmasında yatıyor. Her marka Instagram profilini daha cazip kılmaya çalışıyor ve buna yönelik çok sayıda kampanya düzenliyor.

Instagram pazarlamasının temel taşı, 2016’da açıklanan ve bu iki senede nasıl çalıştığına dair ipuçları topladığımız yeni Instagram algoritmasıdır. Ne diyordu bu açıklamada? Kullanıcıların yüzde yetmişi akışlarında olan biteni kaçırıyor. Kullanıcı sayısı ve ortalama bir kullanıcının yaptığı fotoğraf ve video paylaşımlarının ortalaması arttıkça akış takip etmek de güçleşmeye başladı. Buna çözüm bulmak için Instagram, kullanıcı deneyimini iyileştirme adı altında yepyeni bir algoritma oluşturdu. Dolayısıyla ana sayfa akışı o kullanıcıya özel olarak optimize edilmeye başlandı. Instagram böylelikle paylaşılan bir gönderinin sizin mutlaka ilginizi çekeceğini düşünüyorsa, o gönderinin akışınızda kaybolup gitmemesini sağladı.

MARKALARIN INSTAGRAM PERFORMANSINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Peki, Instagram algoritmasındaki temel faktörler nelerdir? Bu faktörleri birincil ve ikinci faktörler olarak ikiye ayırabiliriz. Birincil faktörler: İlgi, yenilik ve ilişki. İkinci faktörler ise: Sıklık, takip ve kullanım. Şimdi genel hatlarıyla Instagram algoritmasının belirleyicilerini inceleyelim.

İlgi (Interest)

Kullanıcının, akışındaki gönderiyle ne ölçüde etkileşime gireceğine dair geçmiş etkileşim dataları kullanılarak, Instagram’ın yaptığı bir öngörüdür. Dolayısıyla, Instagram pazarlamasında markalara başarı getirecek ilk kriter etkileşimdir. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, markaların benimsemesi gereken ilk KPI etkileşim olmalıdır. Eğer kullanıcıları gönderilerinizle etkileşime girmeyi ikna edebilmişseniz (beğeni, yorum, yeniden paylaşım) daha sonraki paylaşımlarınızın bu kullanıcılar tarafından görülme olasılığını artırmış olacaksınız.

Yenilik (Recency)

Şunu söylemek mümkün ki, Instagram kullanıcıları uygulamalarına girdiklerinde en çok en yakın zamanda paylaşılmış olan gönderileri görmek istiyor. Dolayısıyla, yenilik çok kritik bir kriter olmaya aday. Bu da, marka yöneticileri olarak kullanıcıları doğru anda yakalamamız gerektiğini gösteriyor. Şu şekilde formülize etmek mümkün. Hedef kitlemizi çok iyi tanımalı ve en fazla aktif olduğu zamanlarda ve günlerde gönderilerimizi paylaşmalıyız. Optimum gönderi paylaşım zamanları üzerine çalışmalar yapmalıyız.

İlişki (Relationship)

Bir kullanıcının diğer kullanıcılarla kurmuş olduğu ilişki yani bir başka deyişe alaka düzeyi, Instagram algoritmasında önemli bir kriter. Yakın arkadaşlarımız, ailemiz, iş arkadaşlarımızdan gelen gönderiler her ne kadar takip ettiğimiz popüler figürler kadar çok beğeni ve yorum almayacak olsa da ana sayfa akışımızda ilk sıralarda yer alacaktır. Dolayısıyla Instagram, kurduğumuz yakın ilişki sebebiyle gönderilerini görmek isteyeceğimiz kullanıcılara öncelik vermektedir. Bazı dedikodulara göre Instagram, bu ilişki düzeyini Facebook verilerini kullanarak belirlemektedir. Markalar olarak şu sonuca varmamız mümkün. Eğer takipçilerinizi birer rakam olarak görmeyi bir kenara bırakıp, onlarla sahici ilişkiler kurmayı, diyalog temelli etkileşimler içine girmeyi başarırsanız gönderileriniz organik bakımdan çok daha fazla erişilebilir olacaktır.

İkincil faktörler markalarla doğrudan alakalı olmayan, daha çok kullanıcı alışkanlıklarıyla alakalı olan faktörlerdir. Şimdi de ikincil faktörlere kısaca değinelim.

Sıklık (Frequency)

Eğer bir kullanıcı, Instagram hesabını sıkça açıyorsa (günde birkaç kez) her açışında ana sayfa akışında en son paylaşılan gönderileri görecektir. Eğer haftada bir açıyorsa, o hafta içinde Instagram’a göre o kullanıcının en çok ilgisini çekebilecek gönderileri görecektir. Peki, bu bilgiden nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? Instagram hesabımızdan hem çok yüksek etkileşim alacak stratejik gönderiler paylaşılmalı hem de günde en az birkaç paylaşım yapılmalıdır.

Takip (Following)

Kullanıcının takip ettiği hesap sayısı azsa o hesaplardan gelen gönderilerin tamamına yakını görmesi muhtemeldir. Eğer yüzlerce hesap takip ediliyorsa, ana sayfa akışında bu hesapların tamamından gelen gönderileri görmek mümkün olmayacaktır. O yüzden, markaların bu ikinci senaryoya göre kendini hazırlaması ve kalabalığın arasından kendi marka mesajlarının ayrışması için içerik, müşteri profili ve zamanlamaya azami dikkat göstermesi gerekir.

Kullanım (Usage)

Instagram uygulamasını bir kullanıcının nasıl kullandığı da önemli bir faktördür. Eğer kullanıcı uygulamaya girdiğinde akışına genel olarak bakıyor, çok fazla zaman harcamıyorsa Instagram sadeceo kullanıcının en çok ilgisini çekebilecek gönderileri gösterirken; önemli bir süre harcıyorsa çok daha farklı yelpazede gönderiler gösterebilir. Yine bu noktada da problemi aşabilmenin en kolay yolu, gönderilerinizin çok fazla etkileşim alıyor olması ve kullanıcılarla doğrudan bir diyalog kurabiliyor olmasıdır. Böyle bir durumda kullanıcı uygulamaya haftada, ayda, üç ayda bir girse ve sadece birkaç dakika uygulamada kalsa bile marka mesajlarınıza ulaşabilmektedir.

Özetle, Instagram’da başarı hedef kitlenizle kurduğunuz iletişimin ve ilişkinin kalitesine bağlıdır. Kalite arttıkça organik erişim ve dönüşüm hedeflerinize ulaşmanız çok mümkün.Sosyal medya yönetiminde işte bu noktayı asla göz ardı etmemeniz gerekir.

Instagram pazarlamasına dair tüm sormak istediklerinizi info@b4mind.com adresinden bize iletebilirsiniz. Bir sosyal medya ajansına mı ihtiyacınız var? Bize mesaj atın! https://b4mind.com/iletisim/

2 Comments

Leave a Reply