Sosyal medyada marka yönetimi profesyonel bir süreç olarak ele alınmalıdır. Çünkü markaların dijital evrendeki savaşlarında kazanmaları gereken en önemli ikinci cephe sosyal medya cephesidir. İnanmazsanız rakamlara beraber bakalım:
MARKALAR İÇİN SOSYAL MEDYAYI VAZGEÇİLMEZ KILAN İSTATİSTİKLER
Dünyada 2,3 milyar sosyal medya kullanıcısı var,
Internet kullanıcılarının ortalama 5,5 sosyal medya hesabı var,
Sadece geçen sene 176 milyon yeni sosyal medya kullanıcısı oluştu,
Her gün 1 milyon yeni aktif mobil kullanıcı geliyor,
Facebook Messenger ve WhatsApp’ta her gün 60 milyar mesaj atılıyor,
Sosyal ağlar 2015’te 8,3 milyar dolar reklam geliri elde etti,
Sosyal ağlarda markalar hakkında konuşanların %96’sı konuştukları markanın resmi hesabını takip etmiyor (demek ki markaların %96’lık bir kitleyle doğrudan temas kurma şansı var).
Facebook kullanmayan internet kullanıcılarının yarısı Facebook kullanan biriyle yaşıyor.
Facebook’ta 40 milyon aktif küçük işletme sayfası var,
Fakat yalnızca 2 milyon küçük işletme sosyal medya reklamına para harcıyor.
Twitter’da kullanıcıların %77’si markaya gönderdiği tweet yanıtlandığında marka hakkında daha pozitif düşünüyor,
Her gün 500 milyon tweet atılıyor,
Instagram’da her gün 80 milyon fotoğraf paylaşılıyor…
Tüm bu verilerin kaynağını merak edenler için: 96 Amazing Social Media Statistics and Facts for 2016
MARKALAR SOSYAL MEDYADA NEDEN VAR OLMALIDIR?
Sosyal medyada durmaksızın süren etkileşimlerin bir kısmında sizin, markanızın, sektörünüzün, hizmetlerinizin, ürünlerinizin ve bununla alakalı daha birçok şeyin hakkında milyonlarca insan görüşlerini paylaşıyor.
Marka yöneticisi olarak bu durumda iki şey yapabilirsiniz.
Ya tüm bu dijital vızıltıya sırtınızı döner, müşterilerinizin sizin hakkında ne düşündüğü, rakiplerinizi neden tercih ettiği, sizden neler beklediği gibi paha biçilemez bilgileri göz ardı eder ve sizinle dijital olarak temas kurmak isteyenleri reddeder ya da sosyal medyada marka yönetimi yapmak üzerine ciddi çalışmalar yapmaya başlarsınız.
Birinci tercih sosyal medyaya basit bir “hesap açma süreci” olarak bakmak iken, ikinci tercih profesyonel sosyal medya yönetimini ifade etmektedir. İşte bu yüzden markalar neden sosyal medyada “bulunmalı” değil de “var olmalı” diye sorduk!
Seçim sizin.
Eğer zaten ikinci yolu tercih ettiyseniz makalemizin geri kalan kısmı tam da buna yönelik ipuçlarını barındırıyor.
SOSYAL MEDYADA MARKA YÖNETİMİ NASIL YAPILIR?
İlk önce markanız için en doğru sosyal ağı seçtiğinizden emin olun. Facebook elbette hem Türkiye’de hem de dünyada en popüler sosyal ağ ama bulunduğunuz sektörün özelinde bazı alternatif sosyal ağlara ihtiyaç duyabilirsiniz.
Bir B2B şirketseniz Linkedin, Xing ve Slideshare’i düşünmelisiniz. Bir restoransanız Yelp, Foursquare ve Foodspotting’te olmanız gerekir. Akademisyenseniz Academia.edu en az Facebook kadar önem vermeniz gereken bir mecradır. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Sosyal ağlarda içeriklerinizle marka kimliğinizle uyumlu ve tutarlı mesajlar verin. En önemlisi her mecrada aynı mesajları tekrar etmekten ziyade o mecraya özgün içerik politikaları belirleyin.
Düzenli olarak gönderiler yayınlayın. Sosyal medya bir kerelik değil ömürlük bir yatırımdır. Kendi online topluluğunuzu yaratmak için düzenli ve nitelikli içerikler paylaşın. Bunun için bir yayın planı oluşturun.
Gelen yorumları cevaplayın. İnsanlarda ön görülebilir sıklıkta, nitelikli içerikler yayınlayacağınızın beklentisini oluşturun. Yüksek kaliteli içeriklerle sosyal medya kanallarınıza olan talebi artırın.
Görsellerinizi maksimize edin. Göz iştahını kabartan (eye candy) görseller kullanın.
Farklı gönderi türlerini deneyin. Hangi gönderi türünün daha iyi iş çıkardığını analiz edin. Özellikle son dönemin yükselen kullanıcı tercihi trendlerine uygun olarak, video içeriğin üzerinde çalışmalar yapın.
Etkileşimi körükleyin ve hedef kitleniz/müşteri tabanınızla doğrudan temas kurun. Topluluğunuza 7/24 iletişime açık olduğunuzun mesajını verin.
Sosyal medya hesaplarınızı profesyonel araçlarla analiz edin. Nelerin mükemmel, nelerin ortalama, nelerin berbat bir performans gösterdiğini tespit edin. Sosyal medya monitoring araçlarını kullanın. Böylece hesabınızın haricinde sosyal medyada olan bitenlere profesyonel olarak kulak kabartın.
Marka mesajlarınızı yalnızca promosyonel mesajlarla vermemelisiniz. 80/20 kuralına riayet ederek gönderdiğiniz her 10 içeriğin yalnızca ikisinin bu tarz içerikler olmasına, kalanının mevcut ve potansiyel topluluğunuzun ilgisini çekecek, ihtiyacını giderecek ya da onları eğlendirecek şekilde içerikler olmasına dikkat edin.
Sosyal medyada markanızı bu genel tavsiyelere göre yönetmeniz halinde orta vadede kayda değer ilerlemeler sağlayacağınıza kendi gözlerinizle şahit olabilirsiniz.
Sosyal medyada markanızı yönetmek hakkında merak ettiğiniz tüm soruları alttaki yorum kısmından bize iletebilirsiniz.
B4Mind Dijital Pazarlama Blogu’nu favorilerinize eklemeyi unutmayın!